Züğürt Ağa filminden iş hayatına yönelik benzetimleri sunmaya devam ediyorum. Geçen yazımızda ağanın güreş tutkusunu ele alarak şirketlerde happy hours (mutlu saatler) ismi verilen kutlamaları eleştirmiştim. Filmden başka bir sahneyle devam ediyorum; ağanın desteklediği ve marabalarından oy vermesini istediği partinin seçimleri kaybettiği bir sahne vardır. Seçimde ağanın desteklediği partisine sadece 1 oy çıkar, o da kendi oyudur. Tüm köylüler, köydeki şıh’ın (şeyh, dini önder) vadettiği cennet tapusu nedeniyle karşı partiye oy verir. Hatta ağanın babası bile buna kanar.
“Size kimler cennet vadediyor?!”
Tıpkı şıh gibi, iş hayatında da bazı şirketler, bazı yöneticiler zaman zaman çalışanlarına cennet vadederler. Öyle bir hayal satarlar ki; çalışanlar, inandıkları doğrularla ters düşse bile bunlara inanabilirler. Hatta, bu cenneti satanların niteliğine, eğitimine ve bilgisine bile bakmadan kanabilirler. Hepimiz iş hayatımızın değişik zamanlarında cennette tapu pazarlayanlarla karşılaşırız. İçimizden kananlar, inananlar ve mağdur olanlar da olabilir. Vadedilen cennet tapusunun gerçek olmadığını anladığımızda artık çok geç olur. Geri dönüş ise bazen imkansızdır. Size kim cennet tapusu satmaya çalışıyorsa, önce kendisinin aldığı cennet tapusunu sorgulayın. Şirketlerdeki cennet tapuları yani makam ve mevkiler çoktan başkaları tarafından istimlak edilmiştir, işgal edilmiştir. Size cennet yerine cehennemin dibini bırakmışlardır.
“Koyunu gütmeye bir tutam ot yeter!”
Bazen ekibinizdeki en iyi çalışanları çekmek için de cennet tapuları kullanılabilir. Ekibinizdeki bir çalışan başka firmaya geçeceğini söyleyerek, kendisine vadedilen imkanları anlatabilir. Her ne kadar siz, kendisine bunların gerçekçi olmadığını anlatmaya çalışsanız da ikna etmeniz kolay olmayacaktır. Çünkü sizin tavuğunuz artık komşunuza kaz görünmüştür. O tavuk da kendisini kaz olarak görmeye başlamıştır. O çalışan, kendisini artık vadedilen cennette hayal etmeye başlar.
Ekibinizdeki çalışanların bu tür boş vaatlerle kandırılmalarını istemiyorsanız, siz bu dünyadaki gerçek tapuları kendilerine sunmalısınız. Bunu da geç kalmadan, başkaları cennet tapuları vadetmeden yapmalısınız. Yoksa sonradan vadedeceğiniz şeylerin önemi kalmaz. Filmdeki ağa da köydeki çalışanlarına hakları olan geliri vermiş olsaydı, onlar da şıha inanmayacaklardı.
“Küçük rüşvetler, büyük ahlaksızlıkları doğurur!”
Filmde ağa, sözde köylülere küçük rüşvetler vererek kendi partisini kazandırmaya çalışır. Köylüler de hayal ürünü olan cennet tapuları karşılığında ağaya karşı büyük bir nankörlük eder. Dolayısıyla onların yaptıkları da ahlaksızlık olarak görülebilir. Ancak her şey ağanın verdiği küçük rüşvetin karşılığında gerçekleşir.
Şirketlerde de çalışanların küçük ikramiyelerle, ödüllerle ve övgü dolu sözlerle kendisine biat etmesini isteyen yöneticiler de aynı şekilde büyük ahlaksızlıkların önünü açar. Sizin her yaptığınızı onaylayan, her sözünüzü alkışlayan, herkesin önünde size biat eden çalışanlarınız varsa dikkat edin. Sizin verdiğiniz küçük rüşvetler bitince ya da başkaları daha fazlasını verince size karşı gelirler. Şunu unutmamak gerekir:
“Cennetin tapusu üç kuruşluktur; alan da, satan da aynı değerdendir!”
Konu ile ilgili fikirlerinizi, yorum ve geri bildirimlerinizi bekliyoruz….
#projeyönetimi #projeyöneticisi #tpyme #kariyer #projeyöneticisimesleği #nitelikliinsan #gelişmiştoplum #projeeşittirhayat #hayatınıiyiyönet #projeyöneticisiulsalsertifikası #ulusalsertifika #norm #tpyme #projeekibi
Comentarios